Bourne serisini izlediniz mi hic? Kesinlikle oneririm. Bir ajanin tek basina dunyayi yikimdan kurtardigi serilerden degil “Bourne” serisi. Kim oldugunu bilmiyor Jason Bourne, gecmisini hatirlamiyor ama gecmisinden ona kalan bir miras oldugunu ve bu mirasin hic hos olmadigini biliyor. Youtube’da birseyler dinlerken (evet spotify’a bosuna para veriyorum) Bourne filmlerinin sonunda calan o muhtesem soundtrack’e, Extreme Ways’e denk geldim. Bir sarki bu kadar fazla ve bu kadar az duygu icerebilir, filmleri izleyen ve benimle ayni hisleri yasayanlar anlayacaktir, filmin sonunda Bourne kalabaliga karisirken calar bu guzel muzik.Dinleyin, belki su anda ki hislerimi de anlarsiniz…
Kim oldugunu bilmemek nasil bir sey acaba, nereden geldigin, hangi ailede buyudugun, genc iken ne haltlar yedigin.. Kimi sevdigin, hangi askin acisini yasadigin.. Bunlari bilmemek, bunlari hatirlamamak iyi mi gelir insana? Yoksa bir boslukta suzulup durur musun?
Zamaninda bir yerde okumustum, bir kitabi tamamen anlamak ve icsellestirmek icin yazarin o kitaba ayirdigi kadar vakit ayirmaniz gerekir diye. 3 sene mi? 3 sene. 5 sene mi? 5 sene. Kitabi okudugumuzu ve anladigimizi sandigimiz halde aslinda sadece ozeti goruyoruz. Yazarin aklindakileri aslinda ne kadar cozebiliyoruz ki? Biliyorum kimsenin bunun icin vakti yok, ama olsaydi da yapar miydik? Baska bir insanin icindeki karanlik dunyaya inebilir miydik? Bu kadar cesur kimse var mi burada? Hic sanmiyorum..
Cok yakin bir arkadasim yasadiklarimi bir kitaba dokmemi soylemisti. Ustumdeki duygu yukunden kurtulmami ve rahatlamami. O gun icin kesinlikle hakliydi. Bugun ise hakli degil. Duygularimi kaybettigimi hissediyorum. Bu “bir dha kimseyi sevemicem uhuhu” yakarisi degil. Duygularim beni yonetemiyor, mantigimin onune gecemiyor. Yillarca icten icten olmasini istedigim, olmasi icin cabaladigim sey buydu. Oldugunu hissettigimde ise umursamaz bir rahatsizlik hissetmeye basladim. Bugun o kitabi yazmaya baslasam yazabilecek bir sey bulamam. O duygulari bir daha yakalayamam. Duygularimin en son yogun oldugu gun 3 hafta once sali gecesiydi. Rakimi koydum, Yasmin Levy’den Firuze ile baslayip geceyi Onur Akin’dan Asi ve Mavi ile bitirdim. Zorla iki damla gozyasi dokebildim. Sabah bos siseyi gorene kadarsa aksam icip aglamaya calistigimi hatirlamadim. Bu muydu istedigim? Duygulari silmek, anilari unutmak, acisiyla tatliysa rengarenk hatiralari animsayamamak. Belki de buydu, sonunda basardigima gore.
Duygularin baskisini kaybetmesi baska bir sekilde daha etkiledi beni. Oyundan koptugumu gordum. Uzun suredir instagramda stalkladigim (bkz yeni turkce) hatun kisiyle karsilastigimda hic yanasamadim, ertesi gun instagramdan sacma sacma mesaj atip bir muhabbet oturamadan cevap vermeyi kestim (tabi hatun kisi muhabbete devam ediyodu gibi bisi cikmasin, 2-3 mesaj atildi toplamda) . Duygularim beni yonlendirirken boyle miydim? Kesinlikle hayir. Hatun kisiyi tavlayana ya da siktiri yiyene kadar oyun hakkinda ogrendigim ve tecrube ettigim herseyi uygulardim. Simdi sadece bosveriyorum. Neyseki bu bosvermislik hayatimin her asamasina yok. Okulumdur, ev arkadaslarimin (yuri ve mia) bakimidir, evin duzenidir gibi konularda hic olmadigim kadar dikkatliyim..
Bu kadar yazdiktan sonra konuyu bir yere baglamak gerek sanirim. Hayatimdan konustuktan sonra konuyu hayatim disinda nereye baglayabilirim ki? Referandum sacmaligina mi yoksa surekli abarti gelen faturalarima mi? Bence hic bir yere baglamayayim ve bitireyim.. Ama Yasmin Levy'den Firuze'yi dinleyin siz, unutmayin.